Powered By Blogger

26 Ağustos 2013 Pazartesi

GELELİM KARALAHANA' NIN FAYDALARINA :)))

Biz Karadeniz'li olduğumuz için karalahanayı ailecek çok severiz.bu tazecik organik karalahanalar da annemin bahçesinden sağolsun toplar toplar getirir,gönderir,gittikçe toplar getiririz biz yedikçe sevinir mutlu olur, bende ilaçsız organik pişirdiğim için mutlu olurum.karalahana  çorbası yapınca yanına çokta bir şey hazırlamaya gerek görmem çünkü doyana kadar yeriz... kırmızı acı biberde katar isteyen tabağına ekmekte katık olunca hiç fazla çeşite gerek kalmaz.zaten ben çok çeşitli yemek pişirmem günlük hayatımızda ancak misafir gelince çıkar 4 de 5 yemek çeşiti en sağlıklı olanı 1 öğünde az çeşit ile beslenmek...hemde doyana kadar tek çeşit yemeyi seviyorum alışkanlık edinmek gerekiyor.gelelim 
karalahana'nın faydalarına;
  • C vitamini deposudur
  • A B E vitamini içersinde bolca mevcuttur
  • kalsiyum,potasyum,kükürt,magnezyum içerir
  • bakır ve demir bol miktarda içerir
  • cilt,diş,kemikler için faydalıdır
  • vucuttan zehirli maddeleri uzaklaştırır
  • iştah açar
  • bagırsakları düzene sokar kabızlığı önler
  • kabızlıkta faydalıdır
  • kansere karşı çok iyi bir koruyucudur
  • kandaki şeker oranını düşürür
  • guatır hastaları sık yememelidir
çocukların gelişim çağında yemeleri çok önemli besinlerdendir
D vitamini çocuk gelişiminde önemlidir.karalahana'nın içersinde bolca vardır
iştah problemi olan çocukların menülerine eklenebilir

24 Ağustos 2013 Cumartesi

BENİM ANNEM %100 ORGANİK KİTABI VE BİZ


Bu gün parka gittik Ömer Faruk ile birlikte, yanımıza ekolojik işaretli diktiğim çantamı,onun içine de yaptığım kahveli kurabiyemi ve yeni aldığım benim annem % 100 organik kitabını aldım.Kitap çıkalı 1 hafta olmuş çok yeni bir kitap bende Beyazıt kitap fuarında görmemiştim zaten, ilgi alanıma girdiğinden aldım hemen.Kitabın adı ile içeriği bir birbirinden biraz farklı organiklikten bahsediyor ama bu organiklik yiyecekler ile ilgili değil davranışlarla ilgili.
okudum bitirdim faydalı bir kitap, çocuk pskolojisin'den haberdar olmak istiyorum diyen anne,babalar için tek kitap olarak bile birçok soruna derman olabilecek nitelikte

ve kitapta da bahsedildiği gibi sade,ve yalın bir konuşma tarzı kullanılmış.Anlaşılması basit 

Ömer Faruk yine inceleme halinde deniz kenarından bulduğu midyeleri inceliyor. 

resimdeki kahveli kurabiye tarifim ile yazımı tamamlayayım belki tarifini merak edenler olur :)

MALZEMELER:
2 yemek kaşığı kahve(isteğe göre azaltılabilir)
1 su bardağı toz şeker
1 adet yumurta
1 paket tereyağı
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı keçiboynuzu tozu (olmasada olur)
aldığı kadar un

HAZIRLANIŞI:
Bütün malzemeyi karıştır ve normal kıvamlı bir hamur elde et
şekil ver yağsız fırın tepsisine diz
10-15 dk fırında 175 derecede pişir.
afiyetle ye :)
kahve severler için güzel bir tat eğer kahve sevmiyorsanız bu tadı beğenmeye bilirsiniz çünkü içerisin de yoğun kahve tadı var :))


23 Ağustos 2013 Cuma

ŞU HAYATTA BAŞA GELEN HER ŞEY BİR TECRÜBE :)

Ömer Faruk ile birlikte diplomamı almak için çıktık yola otobüs ile Oruçgazide inip Yusufpaşa açıköğretim aksaray bürosuna kadar yürüdük ve diplomamı mutlu mutlu aldık. :) Ömer Faruk'un kocaman afferim sana demesi yolda gülümseyerek yürümemi sağladı.Sanki ben küçük çocuktum o büyümüş bir veli olarak bana afferim diyordu :)sonrasında ben telefonla konuşurken çok ruzgar vardı elimden diploma uçtu sadece bir zarfa koyup vermişlerdi poşet içerisinde olmadığından elimizde öylece kala kaldı evden de poşet götürmemiştik,çantamda onun sığacağı büyüklükte değildi. Ömer Faruk'un hızlı davranması ile çok uzaklaşmadan yerden yakaladı aldı ve tranvaya binip beyazıta gittik.
 sahaflar çarşısından murat yayınlarının kpss kitabı ile data yayınlarının yaprak testini,izzet güllü'nün organik annem adlı kitabını aldık ve diploma içinde bir poşet istedim onuda kıvrılmasın diye ayrı poşete koydum(keşke ayrı poşete koymaz olaydım) Beyazıt'tan aşağı Eminönü'ne indik yürüyerek, oradan aşağı yürümesi çok güzel oluyor tavsiyemdir.neyse ona bakarak bunu inceleyerek english homa geldik oradan Ö.Faruk için nevresim çarşaf,yastık kılıfı yatak eteği vs. aldım sonrasında bir dükkandan da silikon tabancası aldım ve hızlı adımlarla otobüse ilerledik.Eminönü yine çok kalabalıktı ayrı yeten ruzgarda çok vardı neyse otobüse bindik ama tam otobüs hareket etmeye başladı bir baktım elimde 3 adet olması gereken poşet 2 adet kalmış ve hangi poşet eksik? malesef sadece içerisinde diploma olan incecik poşet hemen telaşla otobüsü durdurup indik.Ben telaşa kapıldım Ömer Faruk benden daha çok telaşlandı,üzüldü,ağladı.Onu çokta sakinleştiremedim çünkü bende sakin değildim o Eminönü kalabalığında yere düşürdüysem eğer kesinlikle bulamam diye düşündüm tek umudum en son silikon tabancası aldığım dükkanda bırakma ihtimalimdi ve koşar adım kalabalıklar arasından sıyrılmaya çalışıyorduk geçtiğimiz yollardan yürüyorduk bir baktım bir dükkanın kapısındaki kaldırımın hemen yanında benim diploma poşetim ben ona doğru eğilene kadar üstünden kaç kişi bastı geçti içini bir açtım ki içinde diplomam duruyor aman Allah'ım o anı ne ben unutacağım nede oğlum ömer faruk ile dükkanın kapısında sarılıyoruz birbirimize o yeniden başladı ağlamaya tek dediğimiz şey bulduk! bulduk! anne ben bulalım diye gelene kadar çok dua ettim dedi allah hiç küçük dillerin yaptığı duayı geri çevirir mi ?hala inanamıyorum o kalabalıkta o poşeti yerde nasıl bulduk.sokağın her yeri insan doluyken bizim tamda o poşetin olduğu taraftan hızla yürümeye çalışmamız kesinlikle tesadüf olamazdı öğrenmemiz gereken bir şey vardı ve biz o öğrenme sürecinden geçtik.Diğer poşetlerin değilde diploma poşetinin elimden nasıl düştüğünü onu o kalabalıkta nasıl bulduğumuza hala inanamıyorum.sahip olduğun şeylerin ne kadar değerli olduğunu kaybedince anlıyorsun ama almamız gerekenleri aldığımızı düşünüyoruz sadece oğlumun benimle birlikte yaşadığı o telaşı yaşadığına biraz üzüldüm ama ona da üzüntülü de olsa tecrübe oldu.eve gelince oğlum sürekli anne nasıl bulduk ama! diyor ve gülümsüyor birlikte yaşadığımız o anlara gülüyoruz şükürler olsun rabbim'e hayrı da şerride bizden daha iyi bilen o, her halimize daime elhamdülillah

19 Ağustos 2013 Pazartesi

MISIR KAN AĞLIYOR :(

Göz göre göre insanları,bebekleri katlediyorlar.Nerede insan hakları savunucuları? nerede hayvan hakkını dahi savunan topluluklar,mısırda her kezin gözleri önünde insanlar,suçsuz bebekler katlediliyor.Bu vurdum duymaz tavırdan dolayı Allah cc.'ın hesap sormayacağını düşünenler yanılıyor hemde çok yanılıyor...
muhalefetin yaptığı yorumlar çok komik hala anlayamamışlar durumun vahimliğini başbakana yükleniyorlar.Her ülke başbakanı bizim ülkemiz gibi konuşup,davransa böyle ileri gidemeyecek darbeciler, bu kadar rahat katliyam yapamayacaklar dünyanın gözleri önünde yazık çok yazık...
bu duruma seyirci kalmak insanı üzüyor.Bu zalim insanlara karşı  elimizde duadan daha büyük bir silah yok.Bazen düşünüyorum da sıkıntı yaptığımız şeyler,üzüldüğümüz sıradan sıkıntılar bu durum karşısında ne kadarda basit kalıyor.Kendime döndürüyorum aynayı, sınava gireceğim yeterli çalışamadım stresi,Ö.Faruk balını  yemeden uyudu aman bugün kitabını okuyamadım ona, şu yemeği şöyle yapsam dahada güzel olurdu kaygıları aman Allah'ım ne kadarda basit kaçıyorlar bunca sıkıntısı olanların yanında :( sen affet,kardeşlerimizin yardımcısı ol.Elimizden çokta bir şeyler gelmiyor duadan başka, sen bizi affet..... 

17 Ağustos 2013 Cumartesi

MUTLULUK SEBEPLERİ

Seviyorum yazmayı,hayatımda yazmanın ayrı bir önemi var az yada çok illa ki  yazmalıyım gün içersin de, yemek gibi, içmek gibi, eğer yazmazsam eksik kalıyor bir yanım sanki,her şey birbirine giriyor.Yıllar öncesinden yazdığım eski defterlerim var kıyamıyorum atmaya onların yanı başımda olması mutluluk veriyor bana....
hep günlük tuttum bu yaşıma kadar, yazma aşkımı böyle doyurdum.yazmaya yeni yeni başladığım zamandaki yani ilk günlüklerimi atmıştım.Onları atmış olmak bile üzüntü veriyor bana, hayatımdaki her şey değerli olduğu gibi onlarda değerliydi aslında, keşke atmasaymışım o zaman küçük aklımla ...
sonra yazma aşamalarım hala devam etmekteyken kalem defter ile ,şimdilerde blog yazmakta keyif veriyor bana,kimse okumasa bloga uğramasa hiç önemli değil, zaten kendim için yazıyorum ya...
hayat her geçen gün değişiyor,aynı şekilde duygularda o doğrultuda şekilleniyor.Bazen mutluluktan uçuluyor,bazen çok depresif halde geçiyor.İnsan yaşamı her an,her zaman bir çizgide gitmiyor.Ama yazmak mutluluk veriyor okumakta aynen öyle...
sevdiğim bir kitabı almak,onunla kütüphanemde göz teması kurup hasbi hal etmek mutluluktan uçuruyor havaya, seviyorum bu yanımı alsana mutluluk sebebi ufak bile olsa :)
birde bitmek tükenmez ilgim var belli dönemler belli şeylere,onları öğrenmek araştırmak mutlu ediyor beni, fakat ne kadar çok ilgi alanı o kadar çok 24 saate sığmama sebebi ve bir o kadar mükemmel bir plan yapma gereksinimi doğuruyor. kimine göre daldan dala atlıyorum,kimine göre abartıyorum ben bu durumdan memnunum, yaşamda öğrenmeye duyulan heyecan biterse  geriye ne kalır ki...öğrendiğim her şey mutluluk sebebi oluyor bana,öğrenemediğim her şeyde öğrenme sırası gelmezse sıkıntı veriyor. böyle tezat 2 durum işte...
öğrenmek istediğim basit bile olsa heyecan duyuyorum o konuya, konu bir menekşe nasıl bakılır ? olsa dahi :) kimden öğrenirim,nasıl öğrenirim,nerelerden bu konu hakkında eğitim alırım kurcalıyor kafamı sonucunda çok sevdiğim uykudan bile feragat edebiliyorum.bu heyecan olmaz ise bende,şu hayatta ne öğrenme isteği buluyorum nede öğrenebilecek enerji buluyorum.Dua ediyorum öğrenme isteğimiz bitmesin diye zorla sevmeden öğrenilen hiç bir şey fayda vermiyor insanın  kendine, etrafındaki insanlara heyecan bitiyor öğrenme bitiyor.
oğlumunda her şeye karşı öğrenme isteği var mutlu ediyor bu durum beni, elimden geldiği kadar ona öğrenmek istediği şeyler için imkan sağlamaya çalışıyorum.öğrendikten sonra rahatlıyor sıra başkasına geliyor aynı ben :) dezavantajı çabuk tüketiyoruz her şeyi her daim eskilerin üstüne yenilikler eklemek gerekiyor buda çok plan program gerektiriyor...
plan programsız olunca yapmak istediklerim uzak gibi gelip üzüyor beni sanki onu öyle çok isterken ne zaman öğrenebileceğimi bilmemek üzüyor.onu öğrenmek mutluluk sebebin olacak ya, işte plan tablosunda onu  görmem mutlu  ediyor beni, bedenimi ,yoksa karışıp gidiyorum.plansızlık beni mutsuz yapıyor,öğrenmek istediklerimden uzaklaştırıyor...
bazen diyorum ki  şu hayatta ne kadar az şeyler biliyorum.Allah neler yaratmış neler... araştırmaya,okumaya bir ömür yeter mi acaba ama bir yerlerinden başlamalı değil mi ?
Rabbim hepimizin öğrenme isteğini artırsın, yaşama duyulan enerjimizi çoğaltsın,gökyüzünün mavisini,kuş cıvıltılarını görüp duyarak hissedebilmeyi nasip eylesin duası ile........

KEÇİBOYNUZU TOZLU ISLAK KURABİYE

mükemmel bir lezzet mutlaka denemenizi tavsiye ederim.Eğer damak tadınıza uyarsa sürekli yapmak isteyebilirsiniz benden söylemesi :)
MALZEMELER:
125 gr tereyağı
yarım su bardağı sıvı yağ
2 yumurta
2 yemek kaşığı kakao
1 yemek kaşığı tepeleme dolusu keçiboynuzu tozu
kabartma tozu
alabildiği kadar un

ISLATMAK İÇİN:
1 su bardağı şeker
1 su bardağı içme suyu

YAPILIŞI:
Bütün malzemeyi karıştır.
keçiboynuzu tozu olmasa da olur.
çok un koymadan kıvamı ayarlanır.
şekil verip fırın tepsisine yağ sürülmeden dizilir.
ve fırında pişirilir.
şerbeti için suyun içinde şeker iyice karıştırılıp eritilir.
şerbeti kaynatılmaz.
kurabiyelerin ilk sıcağı çıktıktan sonra üzerine şerbeti dökülür.
ve afiyetle yenir.
bekledikçe lezzetinden bir şey kaybetmez dahada lezzetlenir.
kakao acısını hissetmek isteyenler ve az şeker tüketmek isteyenler şekeri yarım ölçü katabilir.lezzeti eksilmeyecektir.
servisi biraz dikkat gerektiriyor çünkü dokunulduğu anda kurabiyeler parçalara ayrılıyor  :)

11 Ağustos 2013 Pazar

AİDİN SALİH /GERÇEK TIP

Aidin salih ve gerçek tıp kitabı 
bu kitaba alternatif tıp alanında okuduğum en güzel kitap desem haksızlık olur çünkü bu kitap yaşamın  her alanına değinmiş. Peygamber (s.a.v) 'in sünneti üzerine inşa edilmiş sağlıklı yaşam kitabı.Alternatif olacak bilgiler yok içersin de gerçek sağlıklı yaşam bilgileri var.1 kere okuyayım kütüphanemde dursun denecek bir kitapta değil her an el altında olmalı alternatif tıp,sağlıklı yaşam,koruyucu hekimlik alanına ilgi duyanların mutlaka okuyup el altında tutması gereken bir kitap bence.Ben her okuyuşumda bu kitabı neden almakta bu kadar geçiktim diye düşünüyorum ve okuyup hayatıma uygulamaya çalışıyorum. tavsiyemdir mutlaka alın ve okuyun :)

EVDEKİ ÇOCUK FAALİYETLERİMİZ

Günler geçip gidiyor.Ramazan ayını bitirdik,bayramı tükettik :) yaz tatilini de bitirmek üzereyiz az kaldı.Okul sezonu başlamak üzere anaokuluna gitmeden önceki evde olduğu şu günlerde evde faaliyet halindeyiz sürekli ama hala sıkılıyor.
pratik boyama önlüğü de çok şık :) çöp poşetinden
boyuyoruz
sonra mandaldan hayvanlarımızı konuşturuyoruz.maksat evde güzel vakit geçirmek 
kitaptakinin tıpa tıp aynısı fareler yapmaya çalışıyoruz.tatlı bir şey oluyor seviyoruz faremizi
sonra el yapımı sahte hayvan sevmektense balkona çıkıp canlı,gerçek,biraz kilolu,kırmızı gözlü:) misafir tavşanımızı sevip besliyoruz.
organik çocuk makarnası yapıyoruz.yoğurması,açması,kesmesi hepsi ondan yardım etmesi benden oluyor.Yaptığı faliyetlerini panolarda sanatçı eseri gibi sergiliyoruz.
panolarda yetmeyince duvara çivi çakıp ip geriyoruz.maksat odasında yaptıklarını sergileyip başarabildiğini hissettirmek.odasının görselliği 2. planda kalıyor hiç önemli değil, yaptığı neyse iyi kötü asılıyor ipe, maksadımız televizyon ve İnternet oyunlarının hayal gücünü köreltmesinden onu uzaklaştırmak.El becerilerini,hayal gücünü geliştirmek,hayal gücü kuvvetli çocuklar yetiştirmek umudu ile.......

4 Ağustos 2013 Pazar

EV YAPIMI SU BÖREĞİ TARİFİ

ev yapımı su böreği tarifi 
HAMURU İÇİN MALZEMELER;
8 yumurta
1 tatlı kaşığı kaya tuzu 
aldığı kadar un

HAŞLAMAK İÇİN;
5 lt kaynar su 
2 yemek kaşığı kaya tuzu
 ve haşlandıktan sonra hamurları koyacağımız bir kap içerisinde normal ısıda su

YAĞLAMAK İÇİN;
tavada ısıtılmış tereyağı ve sıvı yağı

İÇ HARCI İÇİN,
lor peynir,kaşar peynir maydanoz veya
beyaz peynir,maydanoz veya
soğanlı kıymalı iç harcı isteğe bağlı hepsinden konulabilir.

HAZIRLANIŞI
  • yumurta,tuz,unu karıştır ve kıvamı yerine gelene kadar yoğurma işlemine devam et
  • benim tarifimde su olmadığından sadece yumurta ile yavaş yavaş yoğuruluyor.ne kadar uzun süre yoğrulursa hamur bir o kadar güzel oluyor.
  • eşit parçalara bölüp bezeler yapılacak.üzerine temiz nemli örtü örtüp açılmaya başlanacak.
  • sonrasında un ile açılacak temiz örtü üzerine açılanlar serilip orada kuruması sağlanacak.
  • tüm hamurların açma işlemi bitince kaynar suya konup haşlanacak.
  • haşlama suyunun içerisine önceden tuzu katmış olmamız lazım tuz hamurun dağılmasını önlüyor.
  • kaynayan suya hamurlar tek tek koyulup haşlanacak.
  • 1 tane atılacak sonra çok az müddet tutup çıkarılacak
  • önceden hazırlanan normal su dolu kabın içine konulacak ve çıkarılıp tepsiye veya tavaya serilecek.
  • tavanın veya tepsinin altına 2 yemek kaşığı yağ konulup hamur açılarak serilecek.
  • üst üste dizilecek ve istenilen sıraya iç harcı konulacak.her 2 katta bir 2 yemek kaşığı yağ koyulacak.ve hamur bitene kadar bu işlem sürdürülecek.
  • tavada yavaş yavaş tavayı döndüre döndüre pişirilecek.
sonra afiyetle yenilecek  buzluğa da dilimlenip konulabilir ısıtılınca servise hazır hale gelecektir. ben miktarı biraz fazlalaştırıp yaptım buzluğa koydum. bayramda misafirlere ikram etmek için yapıldı. ısıtıp sıcak sıcak servis edilecek. yazımda eksik bir yerler kaldıysa sormak istedikleriniz varsa yorum bırakarak sorabilirsiniz.lezzeti ve kolaylığı ile yapılmayı hak ediyor afiyet olsun :) 




3 Ağustos 2013 Cumartesi

BEYOĞLU BELEDİYESİ SOKAK İFTARIMIZ

Beyoğlu belediyesinin düzenlemiş olduğu sokak iftarlarında sıra bizim mahalleye gelmiş  hazırlıklar sabahtan başladı yollar yıkandı,araç sahiplerine anons edildi,masalar sandalyeler koyuldu,bütün mahalle kapısında kurulan masalarda iftara davet edildi.güzel bir atmosferdi ömer f.da diğer çocuklar gibi erkenden masaya gitti oturdu bende balkondan onları çektim :)

tüm mahalle baştan sona masalar ile donatılmıştı menümüz;
masamızda çiçeğimiz dahi  vardı :) afiyetle yedik içtik Ahmet Misbah Demircan ve 2000 kişi ile iftarımızı açtık.kadir gecesi olması dolayısı ile herkesin yüzünde birlikte olmaktan dolayı ayrı bir mutluluk ve tebessüm vardı.
belediye başkanımız ve Ömer Faruk'un hatıra resmini  de çektim tam oldu :)

2 Ağustos 2013 Cuma

MUTLULUK

Bu gün eve geldiğimde postadan zarf gelmiş,baktım ünüversiteden  açtım heyecanla içini onur belgesi almışım akşamındada öğreniyorum ki sınav sonuçları açıklanmış mezun olmuşum. çok mutlu oldum açıköğretim ilahiyat ön lisans mezunu oldum.bugünde yeterlilik kurs hocalığı sınavına başvurdum haydi hayırlısı sınava çok az kaldı nasıl hazırlanacağım bilemiyorum rabbim kolaylığını verir inşallah. planda bu kadar erken bu sınava girmek yoktu ama kendimi sınava kayıt olmuş olarak buldum iç sesim girmem gerektiğini söyledi :) bende kayıt oldum.ziraat bankasına parayı yatırdıktan sonra internetten form dolduruyorsun oradaki seçenekleri işaretleri vs işaretliyorsun.içimi acıtan  konu şöyle oldu 2007'de hafızlığımı bitirmişken sınava girip diplomamı almamış olduğumdan hafızım seçeneğini işaretleyemedim.evlilik,çocuk büyütme,okul araya girince kurs bulmakta sıkıntı çektim ve hafızlığımı has yapmayı, sınava girebilmeyi ve hafızlık diplomamı almayı başaramadım.bu yılki planlarım arasında hasımı tamamlayıp,güzelce sınava hazırlanıp nasip olursa hafızlık belgemide almak istiyorum.ama çok çalışmam gerektiğinide biliyorum.evli,çocuklu,ve ilgi alanı çok fazla bir ben olunca :) çok  daha fazla çalışmam gerekiyor.5 saat uykuyla yetinirsemde kafadan birkaç saat karlı olacağım :)çalışan herkesin emeğinin karşılığını rabbim hem bu dünyada  hemde ahirette kat kat versin inşallah adımlarımızı hayır üzere attırsın,hayır konuştursun.......

EMİNÖNÜ KALABALIKLAR MEKANI

benim için eminönünün önemi ayrı seviyorum orayı kalabalıkta olsa yinede güzel geliyor.bir canlılık var yaşayan mekanlar yani, bir haraket var kimse miskin miskin oturmuyor orada, kimsi tarihi yapıları çekiyor,kimisi sırtında yükü araba girmeyen yerlerdeki yükleri taşıyıp parasını kazanıyor,kimisi evlilik arifesi alışverite vs. kimiside  geziniyor biz gezinenler grubundanız :)
denizinin ve manzarasının bile kendine has bir güzelliği var
bu sefer eminönüne gitme sebebimiz sadece onunla gezmek ve hayvan bakmak olacaktı 
resim çekerek,denizi izleyerek yürüdük köprünün üstünden.yeni yapılan köprüyü seyrettik uzaktan.
balık tutanları izledik bir müddet her zaman beni şaşırtır balık tutmayı hobi edinenler,ne yağmur dinliyorlar ne güneş her şartta balık tutmaya devam ediyorlar.35 derece sıcakta tutuyorlardı yine yemeğe bile kıyılmaz o balıklar :) ömer f.kimin kovasında daha çok var onları hesaplıyordu bir yandan 

bir yerde balık tutanlar, bir yerde pişirenler bir tarafta yiyenler meşhur eminönü balık ekmeğinden
Ömer f. denizde farkettiği deniz analarını yakınlaştırıp çektim hayvan,bitki ,doğa, ilgi alanı elinde topladığı bitkilerle otobüse bindi , gezdi dolaştı elinde tuttu yorulunca cebinde bekletti eve getirip suya koyacakmış onları da ama çok fazla solduğunu söyleyince atmak zorunda kaldı üzülerek,evde bardakların içlerinde yaşatmaya çalıştığımız çiçekleri var kıyamıyor hiçbirine hepsini eve getiriyor. :) 
neredeyse tüm hayvan dükkanlarına tek tek girdik.sülük satan amcaların bidonlarındaki sülükleri inceledik :) köpek,kedi,tavşan,kuş her çeşitini inceledik.küçük bir kaplumbağa alacaktık ama üreme dönemi olmadığından büyükleri varmış ellerinde almadık.

her türlü hayvanı inceleyip geldik akılda kalanların en fazlası ihtişamından benim bile ürperdiğim kocaman papağan oldu ama falaştan rahatsız olur diye çekemedik bir eminönü geziside bloga böyle düştü vesselam