Powered By Blogger

21 Nisan 2013 Pazar

HAYAT GEÇİP GİDERKEN

hayat geçip gidiyor hızlıca... dakikaların değeri bilinerek geçirildikçe saatler faydalı geçiyor,sonra günler... sonra haftalar... sonra aylar... ve yıllar....dakikalarımızı nasıl geçiriyorsak yılımızda öyle geçiyor aslında geri döndüremiyoruz boşa geçirilen zamanı günlerimizi faydalı geçirmeyi allah hepimize nasip etsin...
benim günlere gelince gerçekten bazen yetişemiyorum hayata her saatin bir görevi var kendi içinde eğer yapmassan diğer saate sarkıyor ve ertelendikçe yapılacak ufak işler bile insanın daha fazla yorularak yapmasına sebep oluyor.

sınavıma çok az zaman kaldığı için derslerimi yetiştirmeye çalışıyorum.sadece sınavı geçmek değil anlatabilip hayatıma yansıtabilecek şekilde okumak istiyorum kitaplarımı,ama 24 saate sığmıyor yapacaklarım....bazen, keşke 5 saat uyku bana yetse diye geçiriyorum içimden ama herkezin yapısı farklı olduğundan yapamıyorum olmuyor günümü verimli geçirebilmem için 8 saat uykuya ihtiyaç duyuyorum :))
birde filizleme çalışmaları yapıyorum fasulyelerimi çimlendirip balkonda saksıya diktim ,yeşil mercimekleri ise mutfakta itina ile büyütmeye çalışıyorum ömer f. ile afiyetle koparıp yiyeceğiz çok faydaylıymış...buğdayda  çimlendirmeye çalıştım fakat filizlenmedi bile kuşlara yem oldu neden olmadı anlayamadım?


 birde bu kitabı okuyorum sevdiğim bir uzmanın okumadığım kitaplarından biriydi,yine faydalı bir eser yazmış mehtap kayaoğlu 'öfke kontrolü ' herkezin okuması gerekiyor  sakin bir hayat geçirebilmek için ........

17 Nisan 2013 Çarşamba

KİTAPLARI SEVİYORUM

kitaplar hakkında yazmak istiyorum biraz bloğumun ilerki zamanlarında bol bol okuduğum kitaplar, yorumlarım,tavsiyelerim yer alacak nacizene olarak.kitaplar çok faydalıdır :))herkezin söylediği gibi ama gerçekten faydalıdır profosörlerle sohbet etme,alanında uzaman kişilerden danışmanlık alma,yazarlarla tanışma,bazen başkalarının hayatında kendinden bir parça bulma,en sıkıştığın anda imdadına yetişme,zamanını faydalı geçirme,kişilik gelişiminde olumlu etkiler bırakma gibi birsürü üstün meziyetleri vardır kitapların.ben kitap okumasını hiç sevmem hiç okumam diyenleri çokta anlayamam,ilk inen ayey 'oku' iken okumayan müslümanlarıda anlayamam,kendi kitap eline almamış kişilerin çocuklarına kitap oku çok faydalı demelerinide anlayamam.:)eeee faydalı ise oku ozaman sen neden okumuyorsun değilmi ama....
kitapların kokusunu çok severim ,sahaflar çarşısında dolaşmaya bayılırım, eski kitapların anılarını kimlerin okumuş olduğunu düşünürüm,kendime ara ara plansızca kitap hediye ederim.cebimdeki son paraya kadar verebilirim ama otobüse binmek yerine yürümeyi tercih edeceğim zaman :))))) kütüphanelerden kitap alırım okurum iade ederim aslında tüm okuduğum kitapların kendi kütüphanemde olmasını isterim.şimdiden birçok faydalı kitabın olduğu kütüphaneli odamın hayallerini kurarım,benden kalan en değerli miras okuma alışkanlığını kazandırdığım çocuklarım ve bir oda dolusu faydalı kitap olsun isterim şimdiden temellerini atmaya çalışıyorum :)))
korsana hayır deyip orjinalini almaya özen gösteririm artık aylık belirli bir bütçe belirleyip kitap yurdundan indirimli kitap getirteceğim.genelde beyazıt sahaflarından alırım yada ensar vakfından olmayanları sipariş ederim getirirler.okumak istediğim kitapları listeledim en uygun fiyatları  kitap yurdu.comda buldum artık siparişlerimi oradan vereceğim.
arkadaşlardan emanet kitap alır okur iade ederim.bu süreyi kısa tutmak benim için önemlidir kitapların zekatı faydalanması için tavsiye edip vermektir deyip bende okunması için veririm ama çok uzun süre kalmasını istemem çünkü kitaplarımla mutlaka bir selamlaşırım üstende olsa birerkez bir göz gezdiririm bakarım,tozunu alırım ellerim,içinden bir miktar okurum yerine koyarım kitaplığımda uzun süre görmediğim kitabımın beni özlediğini hissederim çünkü onu bende özlerim :))))
yeni kitap alınca mutluluktan uçarak eve gelirim okur bitiririm.alternetif tıb,kişisel gelişim,ilahiyat alanı ile ilgili kitaplar,pskoloji,çocuk gelişimi en sevdiklerim arasındadır.hızlı okuyup bitirdiğim için ara ara göz gezdiririm.çanta kitabım o çantadan bu çantaya girer okuyamıyacak durumdada olacağımı bilsem atarım çantama trafikte,otobüste ayakta giderken,durakta,yemek yaparken bile okuyabiliyorum çok şükür insan yeterki sevsin istesin olmayacak birşey yok allah'ın izniyle bizim yapmamız gereken okumayı seven nesil yetiştirmek.en büyük görev annelerde diye düşünüyorum.çocuğun ayına göre kitap almak,ilerleyen yaşına göre kitap seçmek kitapçılara götürmek,seveceği tarzda kitap hediye etmek,kütüphaneye götürmek onada kitap emanet olarak aldırmak,gün içersinde ona kitap okumak,evde okuma saati yapmak,anne ve babanın kitap okuduğunu görmesini sağlamakla okuma sevgisi kazandırılmış olur bence ......sevgilerimle :)

İLKBAHAR İLE CANLANDIK YENİDEN

ilkbahar geldi sıcaklar yavaş yavaş geliyor.güneş bize doğru parladıkça içim kıpır kıpır oluyor seviyorum sıcağı güneşi en sıcaklarda bile hiç şikayet etmem çünkü tüm kış boyunca iple çekerim güneşin bize göz kırpmasını.kışıda severim ama yaz daha ağırlıklı :)rabbime şükürler olsun kışıda veren o, yazıda yeterki insan güzellikleri görmeyi bilsin ağaçların nasılda canlandığını farkedip canlansın sirkelensin,üzerindeki rehavetten kurtulsun.şimdilerde hava biraz serinlemiş olsada güneş her çıktığında yeşilliğin içine atıyoruz kendimizi evde durmuyoz ben çantama atıyorum kitabımı oturabileceğimiz örtümüzü yiyeceklerimizi alıp giyoruz parka denize bakmasını seyretmesini seven ben çimlerin yanı başında birde deniz ile gözlerimi şenlendiriyorum deymeyin keyfime:))).
ömer faruk ebe oluyor bazen ben ebelenen,kazları yakalama çalışmalarımız oluyor. zaman zaman,ömer faruk arkadaş buluyor kendine bazen kepçe, araba, bisklet, yol arkadaşımız oluyor.kreşe gitmediği benimde evde olduğum şu günlerin keyfini çıkarmaya çalışıyoruz.
.anı yaşayabilmek için uğraşıyorum ve oğlumada bulunduğu durum ne olursa olsun mutlu olmayı keyfini çıkarmayı öğretmeye çalışıyorum. başara bilirsem ne mutlu bana :))))

7 Nisan 2013 Pazar

KULLANIŞLI ALANLAR OLUŞTURMAK

bazı alanlar vardır çok önemsiz gibi durur ama kötü görüntü oluşmasını engeller,fazlalık olan şeyleri toparlar,evin dağınık görünmesini engeller işte bahsedeceğim alanda bizim evin kullanışlı bir bölümü.(birilerine belki fikir olur onlar daha güzelini oluşturur diye yazıyorum :)akıl akıldan üztündür.neyse efendim döneyim konuma bu alan banyo ve tuvalet bölümüne açılan küçük bir ara yer.duvarın üzerine dayıma raf yaptırmıştım nalburdan ağırlığı tartabilecek 3 adet L bacak aldım sonra dayım üzerine tahta ayarladı ve yerine monte etti uzun süre öylece kullandım çokta sağlam olmuştu.deterjan tuvalet keğıtları temizlik bezleri hepsi o küçük yere sığabiliyordu.değişim zamanı geldi deyip değiştirmeye başladım.ilk olarak beyaz ahşap boyası ile tahtayı boyadım sonra kenarlarına güpürümü pile yaparak silikon tabancam ile yapıştırdım.üzerinede önceden dantel kumaş kapladığım aynı boyutta olan 5 kutumu koydum içlerinede bütün herşeyi güzelce yerleştirdim içime sindi  ve görüntüsü hem şık oldu hemde kullanışlı
bir kutu eksik çekebildim çünkü fotoğrafmakinasına hepsini sığdıramadım.avizeyede birşeyler yapmadan olmazdı oda rafa uysun diye onunda üzerini zımparalamadan asılıyken :)beyaza boyadım tülü pek görünmesede ilk önce tül kesip pile verdim sonra güpüre pile verip yapıştırdım en sonunda da metre işi taşımdan bir şerit geçtim oldu bittiii :)

mükemmel olmadıysa bile güzel olduğu kesin (tabi bence):)))

6 Nisan 2013 Cumartesi

DOĞA ZEKASI

gardner'in tanımladığı zeka çeşitleri;
sözel-dilsel zeka
mantıksal-matematiksel zeka
görsel-mekansal zeka
bedensel-kinestetik zeka
müziksel-ritmik zeka
kişisel- içsel zeka
kişiler arası-sosyal zeka
doğa-varoluşcu zeka
benim bu yazımda bahsedeceğim zeka çeşiti doğa zekasıdır.
(pedegog ali çankırılı-çocuklara söz geçirme sanatı kitabından alıntıdır.)yazarın uslubu anlatım biçimi konulara yaklaşımı diğer kitaplarında da olduğu gibi çok güzeldir tavsiye edeceğim kitaplar arasında benimde kitaplığımın baş köşesinde ara ara yardım aldığım kitaplar arasındadır.bazen düşünüyorumda ne ilginç yazar kitabı yazmış okurlarına armağan etmiş kaç kişinin hayatını değiştirecek bilemez kaç annenin zor durumunda yardımcı olacak bilemez faydalı kitapların değeri ne parayla ölçülür nede başka şeyle allah faydalı kitapların sayısını artırsın inşallah.
doğa zekası;doğadaki tüm canlıları tanıma,araştırma ve canlıların yaratılışları üzerine düşünme becerisidir.doğa zekası gelişmiş insanların özellikleri
  • doğadaki hemen her canlının hayatına ilgi duyar.farklı canlı türlerinin isimlerine karşı dikkatlidir;çiçek türleri,hayvan türleri onlar için çok çekicidir.
  • zooloji,botanik,organik kimya,tıp,fotoğrafçılık,dağcılık,izcilik,vbalanlara ilgi duyar.
  • seyehat etmeyi ve belgeseller izlemeyi sever,doğa ve gezi dergilerini incelemekten hoşlanır.
  • doğadaki bitki türlerine karşı duyarlıdır.
  • doğanın insanlar üzerindeki ya da insanın doğa üzerindeki etkisi ile ilgilenir.
ömer faruk'un zeka çeşiti doğa zekası böyle bir çeşit olduğunu bu kitabı okuyunca 2012'de öğrendim çünkü bu çeşit 1995 yılında 8.zeka çeşiti olarak kabul edilmiş çok desteklendiğini bilindiğini düşünmüyorum.kitapta ilköğretim ve ortaöğretim seviyesine yapacağınız testlerde mevcut sonucuna göre çocuğunuzun zeka çeşitini bulabilirsiniz.çocuğun zeka çeşitini bilmek önemli ama onu nasıl yönlendirmek neler yapmak gerektiğini bilmek dahada önemli .bu konu hakkında anne ve baba pedogog yardımı alabilirler.önceden doğa zekası olduğunu bilmiyor olsamda ilgisi olduğunu farkedince küçüklüğünden buyana zaten destekliyordum bu yılki yaşına göre neler yapabilirim plan proğram yaptım düzenli olarak ona uyabilirsem oğlumun zekasına daha fazla destek olabileceğimi
düşünüyorum.bazı arştırıp uyguladığıklarımıda yazdım 1 anneye dahi  faydalı olabilirsem çok sevinirim :)
  1. hergün açık havada yürünecek en az 1 saat dışarıda zaman geçirilecek.
  2. gezme dolaşma yerleri avm'ler yerine çiçekli, böcekli,ağaçlı, bitkili,topraklı yerler olacak
  3. ara ara deniz turlarına çıkılacak vapurla gezilip martılara simit atılacak.
  4. en büyük deniz anası hangisi bu bakalım oyunu oynanacak :)
  5. deniz kenarına gidip güvenli yerde keşifler yapması sağlanacak.kumu karıştırıp midye kabuğunu inceleyecek çok mudahale etmeden fırsat verilecek
  6. nisan ayı istanbul'da lale festivali zamanı lalerin zamanı geçmeden emirgan korusunda piknik yapılacak.
  7. fotoğrafmakinası ile dışarıda çekim yapması sağlanıcak (zaten ilgisi varsa parkta sallanmak yerine ben tıtır bulup resmini çekicem fotoğrafmakinasını verirmisin diyecek :))
  8. bir büyüteç alınıp hediye edilecek incelemeleri kolaylaşsın.onun söylemi ile karıncaları yerde bazen bulamıyorum bana bir büyüteç lazım :)
  9. ormana götürülecek
  10. anane ve dedesinin bahçesine gidilip bahçe yaptırılacak (sigortasız küçük çocuk çalıştırıyoruz yetkililere duyrulur :)
  11. bahçede onun adına dikilmiş bir ağacı olacak ağaç fidesi alıp bahçeye kendisi dikecek.
  12. dedeye ananeye kutu içersine kurdelelenip  tavuk civciv götürülececek (istemiyorlarya tavuk bakmak biz biraz durumu güzelleştirelim :))bu alışverişi ö.fla yapıp isimlerini koyup arabaya binip doğru yola koyulacağız tavuklarına kümes yapacak ara ara onları görmeye gidince yem verecek sıcacık yumurtayı kümesten alacak.aynen çocukluğumuzda bizim yaptığımız gibi. birde horoz alınacak aile kavramınıda daha iyi anlıyacak :)
  13. hiçbir çekirdek çöpe atılmayacak biriktirip dikilecek en azından toprağa atılacak biz bunu ekolojik yaşam için yapsakta doğa zekası ilede ilişkisi var yapılabilir.saksıda trabzon hurması çekirdeğinden çıkma fidan büyütüyoruz.çekirdekti fidan oldu gördükçe ne kadar seviniyor hayalimiz biraz daha büyüyünce dedesinin bahçeşine dikmek ve meyvesini yemek çokta severiz kendilerini :)hımmmm
  14. çiçek ekimlerimi onunla balkonda yapıyorum.arada su veriyoruz evde balkonda çiçek yetiştirmeyi çok becerebilenlerden değilim ama başarıcağımı umuyorum :)
  15. belgesel kanalları izletilecek (ben ömer faruk'un izlediği bazı böcekli yılanlı belgeselleri izleyemiyorum bakamıyorum ama o meraklı meraklı izliyor.
  16. bir hayvan hediye etme vakti geldi artık. büyüdü ve bakımını üstlene bilir.
  17. bir çiçek ona ait olacak ve sadece o sulayacak fazla verince çürüdüğünü az verince kuruduğunu kendisi keşfedecek.
  18. baklagilden filiz çıkartma işlemi uygulattırılacak sonra toprağa dikip çimleri kesilip afiyetle yenilecek hemde çok çok sağlıklı olduğu bilgisi verilecek.annelerin hayal gücü kuvvetlidir benim aklıma gelenler bukadar daha neler yapılabilir sizdende yorum yazmanızı beklerim. pskolojisi düzgün,hayata umutla bakabilen çocuklar yetiştirmek umuduyla....







HAYATTAN KURTARICI KARELER

kendimize ait bahçeli evde büyüdük biz 3 kız kardeş olarak.sakin telaşsız bir yerdi ne şehir hayatından çok uzak biryerde nede şehir hayatının tam göbeğinde ozamanlar ne güzel bir ortamda doğa ile iç içe yaşadığımızı evlenip anne olunca daha çok anladım.çocukların apartman dairesine sıkışıp kaldığı ve yapacakları sadece küçücük beton evlerde atlamaları zıplamaları ve buduruma bunalan anne ve babaların ,halleri. çocuklar enerji dolu mutlaka atmaları lazım enerjilerini ister apartman dairesinde olsun ister bahçeli evde çocuk çocuktur.bahçeli evde oturmak bir avantajdır daima çünkü anne kendi işini yaparken çocuk bahçe sınırları içersinde istediği oyunu oynar salıncağı vardır sallanır,arkadaşlarıyla bahçede otlardan yemek yapar,böcekleri inceler keşif yapar.apartman dairesindeyiz diye çocuk bunlardan mahrummu kalacak tabiki hayır burda iş anneye babaya düşecek biraz daha fedakarlık yapacak(şehir hayatında hep bu biraz dahalar sürüyor  işte sonuç olarak insanı bunaltabiliyor ve düşük enerjili kişiler ortaya çıkarıyor) ben ömer faruk'u bebekliğinden beri hergün dışarı çıkarmaya özen gösterdim yağmur kar bizim için çokta farketmedi ona uygun giyindik ve çıktık.kreşe giderken kreşin bahçesinde oyun oynatıp yolda acele et,çabuk ol demeden getirmeye götürmeye  çalıştım.bisikteni kreşin bahçesine taşıdım orda binsin diye topunu kolumun altına aldım götürdüm arkadaşları ile oynar diye,beton aralarından çıkmaya çalışan zavallıcık bitkileri inceledik :) keşifler yapmaya çalıştık kreşe gitmediği zamanlarda bu yıl ara tatil sonrası tam günlü kreşten aldım (bu konu hakkındada ayrı bir yazı yazıcam inşallah)şimdilerde hergün düzenli olarak dışarda yürüyüş yapıyoruz,parka gidiyoruz,deniz kenarında incelemeler yapıyoruz,bir örtü alıyorum yanıma çimlerin üstüne serip oturuyoruz.  
   Benim oğlum küçüklüğünden beri araştırmalar yapmayı, incelemeyi,detayları,hayvanları araştırmayı,bitkilerin yapısını incelemeyi herzaman çok sevmiştir bu zamana kadar onu daha fazla incelemesini sağlamak destek olmak için elimden geleni yapmaya çalıştım acelem olsada fırsat verdim.birgün mecdiyeköyde yürüyoruz ömer faruk da 2.5 yaşında  beton kaldırımın kenarından çıkmış bir bitki gördü (ne kadar hızlı yürürsek yürüyelim.arabada olsak araba ne kadar hızlı giderse gitsin bitkileri fark edebiliyor.zeka çeşidinden dolayıymış bu durum) hızlı bir hamleyle eğildi bitkiyi avuçlarının içine alıp ayyyyy canım diye sevdi okşadı beni gülme aldı yanımızdan geçen bir teyze durdu ve oda ömer faruk'u izledi gülümsedi 'betonların içinde yaşayan çocuklar böyle yeşilliğe hasret oluyorlar dedi ö.faruk'un tepkisinin sebebi o bitkinin betondan çıkmaya çalışarak yaşamaya çalışmasıydı. ozamanlar oğlumun zeka çeşitini bilmiyordum öğrendimki onun doğa zekası varmış :) ilginç değilmi bir çok zeka çeşiti var ben anne olarak ne yapmalıydımki bu zekasını destekleyeyim plan program yaptım neler yapabilirim diye bir yazımda bu zeka çeşiti ile ilgili olacak sadece çocuklarıda değil yeşillik herkezin enerjisini artırıp yaşama sevinci veriyor.bahçeli dublex evimin tüm detayları kafamda yeniden canlanıyor tazeleniyor :))))) hem kendimiz için hemde doğa zekası olan oğlumuz için hayallerimi detaylandırıp yazarım önceden beri hayaller benim için çok önemlidir. oğlumla hayal kurma dakikaları yaparız ara ara çocuklarında hayal kurmalarını öğrenmeleri lazımdır.hayalsiz insanlar düşük enerjili çalışan el feneri gibidir kendi önünü dahi aydınlatmaya yetemez.kaplumbağa inceleyen ve bahçe çapalayan ömer faruk resmi ile
yazımı tamamlıyorum :)

2 Nisan 2013 Salı

SEBZE KASALARI 23.30'DA BİZE MİSAFİRLİĞE GELİRSE :)


büyük yemek masamı çalışma masası yaptım uzun zaman önce, üstü çok geniş ve büyük olduğundan biraz deforme olsa da atmaya kıyamadım çalışma masaları baktım çok küçüktü ve istediğim gibi pekte bulamadım.bulana kadar elimdekini şık hemde kullanışlı şekilde kullanacaktım marifet eskiyi yenileyip kullanmakta'ya bana göre :) sandalyelerini başka yere koydum(yenileme işlemi uygulanacak onlara da) altı kocaman bana kaldı internette gezinirken yenilenmiş kasa görünce kafamda şimşekler çaktı. evet dedim masamın altını dolduracak olan hemde masamın yanındaki dolabıma sığdıramadığım malzemelerim elimin altında olacaktı.masada ihtiyacım oldu hop altından kasayı çek kullan it süper dedim ama kasa nasıl bulacaktım (en zor iş buydu )plan yapıyorum pazarcılardan istesem parayla alabilirmiyim desem nasıl olur falan diye düşünürken isteyemeyeceğime karar verdim. topu attım halama hala bana acil kasa lazım :) kasa çok önemli telefonlar bile açıyorum ayarladın mı? diye sonra kıyamayıp konserve kavonozlarını koyduğu bahçe rafında duran kasasını boşaltıp 23.30 da getirmiş.canım halam'ya nasıl sevindim ama tahmin etmişsinizdir :)  dışarı'da durduğundan kirliydi küvette onları güzelce süngerle yıkadım.(şampuan'sız yani o kadar da değil  :))  balkonda güneşte kuruttum başladım boyamaya öncesinin fotoğrafını çeksem eklerdim ama sonrasını eklerim artık.sıra geldi Kara köye gidip kasanın altına monte edeceğim tekerler almaya hadi hayırlısı nasıl olacak bende merak ediyorum.kafamdaki model çıkarsa ortaya bence kullanışlı ve şık olacak.
not:aylar sonra boyayıp,süslediğim sebze kasasının görüntüsünü de ekliyorum eve gelenler şaşırıyor alt tarafı kasa parçasını nede çok süslemiş'sin diye bence deydi ya sizce :)